17 Şubat 2025 Pazartesi
Resmi Gazete’de Yayımlanan Ek Ders Ücretleri Düzenlemesi
İlk Açık Eşcinsel İmam Suikast Kurbanı
Bilim Dünyasından Umut Veren Haber: Her Gün Bir Kase Yoğurt Kanser Riskini Azaltıyor!
İhtiyaç Kredisi Kullanacaklara Müjde! Limitler Arttı, Vadeler Uzadı! İşte Yeni Kredi Rakamları
Aile Bakanlığı'nın Sevgililer Günü Paylaşımına Siyasi Cepheden Sert Tepki
Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç kuşanıp, yürürlükten kaldırılan öğrenci andını okuyarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attıkları gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen teğmenler, kararı yargıya taşıyor. İhraç edilen beş teğmenden Serhat Gündar, kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle İdare Mahkemesi’nde ilk davayı açtı. Dava dilekçesi, tartışmalı ihraç kararının hukuki dayanaklarını sorgularken, teğmenlerin eyleminin uzun yıllara dayanan bir geleneğin parçası olduğuna vurgu yapıyor.
Serhat Gündar’ın avukatları tarafından İdare Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Yüksek Disiplin Kurulu’nun “Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayırma” kararının hukuki açıdan tartışmalı olduğu savunuldu. Dilekçede, teğmenlerin mezuniyet töreni sonrası gerçekleştirdiği faaliyetin, her yıl benzerlerinin yaşandığı geleneksel bir kutlama olduğu belirtilerek, “Mevzuattan kaldırılan andın resmi tören sonrasında okunmayacağına dair bir emir bulunmadığı” ifadesi kullanıldı.
Dava dilekçesinde, Yüksek Disiplin Kurulu içindeki muhalefete de dikkat çekildi. Kurulda karara karşı oy kullanan üyeler arasında, Kurulun en kıdemli üyesi olan bir korgeneral, bir şube müdürü, bir tuğgeneral ve Hukuk Hizmetleri Başkanı gibi isimlerin bulunmasının önemine işaret edildi. Dilekçede, “Dava konusu işlemin, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi emir komuta zinciri içinde karar alan bir kurumda, üstelik Devletin ve Milli Savunma Bakanlığı’nın en üst yöneticilerinin ‘teğmenlerin atılması gerektiği’ yönündeki basına da yansıyan beyanlarına rağmen sadece bir oy fazlası ile tesis edilmiş olması dikkat çekicidir” denilerek, kararın oy çokluğuyla alınmasının karar sürecine dair soru işaretleri yarattığı ima edildi.
Dilekçede, disiplin soruşturma raporunda yer alan “teğmenlerin tören dışında sahada izinsiz toplandıkları ve faaliyet icra ettikleri” iddiasının, mezuniyet törenlerinin teamülleriyle çeliştiği vurgulandı. Her mezuniyet töreninden sonra teğmenlerin sahada toplandığı, kılıç çattığı, marşlar söylediği ve aileleriyle sevinçlerini paylaştığı belirtilerek, bu durumun “on yıllardır devam eden bir gelenek” olduğu savunuldu. Dilekçede, bu tür geleneksel kutlamalar için ayrıca bir izin alınmasına gerek olmadığı, bunun teamüller gereği kendiliğinden gerçekleşen bir durum olduğu ifade edildi.
Dava dilekçesine, 2023 yılı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde de benzer şekilde kılıç çatılırken “Atatürk’ün Gençleriyiz Marşı”nın okunduğuna dair fotoğraflar da eklendi. Bu görüntüler, teğmenlerin eyleminin münferit ve disipline aykırı bir durum olmadığını, aksine geçmiş yıllarda da benzerlerinin yaşandığını kanıtlamak amacıyla sunuldu. Ayrıca, törenden bir gün önce WhatsApp grubuna mesaj atılmasının, disipline aykırı eylemi planlama unsuru olarak gösterilmesinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğu savunuldu.
Dilekçede, teğmenlerin tören sonrasında sahada toplanıp kılıç çatacağına dair hem harbiyeliler hem de komutanlar tarafından bilinen bir gelenek olduğu tekrar vurgulandı. Disiplin Soruşturma Heyeti ve İdari Tahkikat Heyeti’nin de tören sonrası faaliyetlere ilişkin açık bir emir verilmediğini tespit ettiği hatırlatıldı. Dilekçenin devamında, “Müvekkilin resmi tören bittikten sonra mezun olmanın verdiği sevinci açığa vurma şeklindeki davranışlarında, emre itaatsizlik ya da başka bir suça vücut verebilecek herhangi bir durum olmadığının gözetilmesi gerekir” ifadeleriyle, teğmenlerin eylemlerinin salt mezuniyet sevincini ifade etme amacı taşıdığı savunuldu.
Dilekçenin sonuç bölümünde, teğmenlerin eylemlerinin toplumun büyük bir kesimi tarafından TSK’nın itibarını zedeleyici bulunmadığı, aksine kamuoyunda yapılan yoklamalara göre toplumun yüzde 90’ının teğmenlerin eylemini olumlu karşıladığı belirtildi. “Dava konusu işlemle teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayırma cezasının açıklanması sonrasında kamuoyunda oluşan tepkiler, Devletin ve TSK’nın itibarına zarar veren olgunun, tören sonrasında yaşananlar değil, bizatihi bunun bir cezalandırma sebebi sayılması olduğunun göstergesidir” denilerek, asıl itibar kaybının teğmenlerin cezalandırılmasıyla yaşandığı iddia edildi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten ayırma cezası verilen diğer dört teğmenin de önümüzdeki günlerde kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması için idare mahkemesine başvurması bekleniyor. Bu davalar, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” andı tartışmasının yargı boyutunu da gündeme getirirken, mahkeme sürecinin nasıl ilerleyeceği ve emsal teşkil edip etmeyeceği merakla takip ediliyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.