Türk iş dünyasının önde gelen kuruluşlarından Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Orhan Turan hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürpriz bir soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın gerekçesi olarak, Turan’ın “yargıyı etkilemeye teşebbüs” ve “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” iddiaları gösterildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuyla ilgili yapılan resmi açıklamada, soruşturmanın detayları kamuoyu ile paylaşıldı. Açıklamada, Orhan Turan’ın 13 Şubat 2025 tarihinde TÜSİAD Genel Kurulu’nda gerçekleştirdiği konuşma mercek altına alındığı belirtildi. Başsavcılık, Turan’ın bu konuşmasında, devam eden bazı soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili olarak “yargıyı telkin ve yönlendirme” amacı taşıyan ve “gerçeğe aykırı” nitelikte sözler sarf ettiği şüphesi üzerine harekete geçti.
Başsavcılık açıklamasında, Turan’ın söz konusu konuşmasındaki ifadelerin, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” ve “gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma” suçlarını oluşturabileceği değerlendirildi. Bu kapsamda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın re’sen soruşturma başlattığı bildirildi.
Soruşturmanın, Türk iş dünyası ve yargı çevrelerinde geniş yankı uyandırması bekleniyor. TÜSİAD gibi Türkiye’nin en etkili iş insanı kuruluşlarından birinin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı hakkında başlatılan bu soruşturma, iş dünyası ve yargı arasındaki ilişki açısından da önemli bir tartışmayı beraberinde getirebilir.
Başsavcılığın başlattığı soruşturmanın, Orhan Turan’ın TÜSİAD Genel Kurulu’ndaki konuşmasının detaylı bir şekilde incelenmesiyle devam etmesi öngörülüyor. Savcılığın, konuşmanın tam metnini, konuşmanın yapıldığı ortamı ve diğer ilgili delilleri toplayarak kapsamlı bir değerlendirme yapması bekleniyor.
Soruşturma sonucunda, savcılığın delil durumu ve hukuki değerlendirmeleri çerçevesinde çeşitli adımlar atması mümkün. Bu adımlar arasında, Turan’ın ifadesinin alınması, bilirkişi incelemesi yapılması veya soruşturmanın derinleştirilmesi yer alabilir. Soruşturma sonucunda, savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebileceği gibi, Orhan Turan hakkında iddianame düzenleyerek yargılama sürecinin başlamasını da talep edebileceği hukuki bir süreç işletilebilecek.
Soruşturma haberinin kamuoyuna yansımasının ardından, TÜSİAD cephesinden henüz resmi bir açıklama yapılmadı. TÜSİAD’ın konuyla ilgili nasıl bir önlem alacağı ve kamuoyuna yönelik bir açıklama yapıp yapmayacağı merakla bekleniyor.
Orhan Turan hakkında başlatılan soruşturma, Türkiye’de iş dünyası, yargı ve siyaset arasındaki hassas dengeler açısından önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Soruşturmanın ilerleyen aşamaları ve yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği, kamuoyu ve ilgili çevreler tarafından yakından takip edilecek.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın yaptığı konuşmada, Türkiye’de son dönemde yaşanan ve kamuoyunun yakından takip ettiği bazı kritik olaylara dikkat çekmesi, iktidar çevrelerinde rahatsızlığa yol açtığı iddia ediliyor. Aras’ın “olağanüstü olaylar” başlığı altında sıraladığı konular, siyasi ve hukuki tartışmaların odağındaki isimleri ve süreçleri içeriyordu:
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Tutuklanması: Siyasi arenada geniş yankı bulan Ümit Özdağ’ın tutuklanması, TÜSİAD tarafından “politik hayatta olağanüstü” olarak nitelendirilerek eleştirel bir yaklaşımla gündeme taşındı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Hakkında Soruşturma Başlatılması: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik devam eden hukuki süreçler ve soruşturmalar da TÜSİAD’ın dikkat çektiği “olağanüstü olaylar” arasında yer aldı. Bu durum, siyasi baskı ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
‘Tekelleşme’ İddialarıyla Hakkında Soruşturma Başlatılan Menajer Ayşe Barım’ın Gezi Parkı Eylemlerinden Tutuklanması: Menajer Ayşe Barım’ın hem Gezi Parkı eylemleriyle ilişkilendirilerek tutuklanması hem de sonrasında “tekelleşme” iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılması, TÜSİAD tarafından hukuki süreçlerin ve suçlamaların “olağanüstü” ve tartışmalı niteliğine işaret olarak değerlendirildi.
HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın Tutuklanması: Basın özgürlüğü ve medya üzerindeki baskı tartışmaları bağlamında sembolik bir vaka olarak görülen HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın tutuklanması da TÜSİAD tarafından eleştirilen “olağanüstü olaylar” listesinde yer aldı.
Ordudan İhraç Edilen Genç Teğmenler: Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen genç teğmenlerin durumu, TÜSİAD tarafından hukuki süreçlerin ve adil yargılanma hakkının “olağanüstü” ihlali olarak değerlendirildi.
Ömer Aras’ın ardından kürsüye gelen TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ın ekonomi yönetimine yönelik sert eleştirileri de dikkat çekti. Turan’ın konuşmasında, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu ve çözüm önerilerini dile getirirken kullandığı ifadeler, hükümet kanadında rahatsızlık yarattığı belirtiliyor.
Turan’ın konuşmasında öne çıkan ve soruşturmaya gerekçe gösterilen kritik ifadeler şu şekilde:
“Bir an önce enflasyonla mücadelede kalıcı başarıyı sağlayalım”: Turan, enflasyonun Türkiye ekonomisi için en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayarak, hükümetin bu konuda daha kararlı ve etkili adımlar atması çağrısında bulundu.
“Para politikasını maliye politikasıyla ve yapısal reformlarla destekleyelim”: Enflasyonla mücadelede sadece para politikasının yeterli olmadığını savunan Turan, maliye politikaları ve yapısal reformlarla eşgüdümlü bir ekonomik program uygulanması gerektiğini vurguladı.
“Sanayiye mutlaka nefes aldırılması lazım. Yatırım, üretim ve ihracat desteklenmeli”: Türkiye ekonomisinin büyümesi ve refahının artması için sanayiye destek verilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi, üretimin teşvik edilmesi ve ihracatın artırılması gerektiğini savundu.
“Neler yapılması gerektiğini defalarca söyledik; ayrıca bugün paylaştığımız bir kitapçık haline getirdik. Çünkü ‘sussak gönlümüz razı değil’”: TÜSİAD’ın ekonomik sorunlara yönelik çözüm önerilerini defalarca dile getirdiğini ve bu önerileri “Perspektif 2025” başlıklı bir kitapçıkta topladıklarını belirten Turan’ın, “sussak gönlümüz razı değil” ifadesiyle konuşmasını sonlandırması, TÜSİAD’ın eleştirel duruşunu ve çözüm önerilerini kararlılıkla savunma niyetini ortaya koyması açısından dikkat çekici bulundu. Bu ifade, soruşturmaya gerekçe olarak gösterilen “yargıyı telkin ve yönlendirme” suçlamasının da temelini oluşturduğu düşünülüyor.
TÜSİAD yöneticilerinin genel kurulda yaptığı bu açıklamaların, iktidar kanadında ciddi rahatsızlık yarattığı ve soruşturmanın bu rahatsızlığın bir sonucu olarak başlatıldığı kulislerde konuşulan iddialar arasında. Hükümetin, TÜSİAD’ın “olağanüstü olaylar” sunumu ve ekonomi yönetimine yönelik eleştirilerini “yargıyı etkileme” ve “gerçeğe aykırı beyan” olarak değerlendirerek soruşturma başlattığı öne sürülüyor.
TÜSİAD cephesinden soruşturmaya ilişkin henüz resmi bir açıklama gelmezken, iş dünyası ve hukuk çevreleri, bu gelişmeyi endişe verici bir işaret olarak değerlendiriyor. Soruşturmanın, TÜSİAD’ın eleştirel sesini susturmaya yönelik bir girişim olup olmadığı ve Türkiye’de iş dünyası-siyaset ilişkilerinin geleceği açısından nasıl sonuçlar doğuracağı merakla bekleniyor.
YEREL HABERLER
22 gün önceGÜNDEM
23 gün önceGÜNDEM
23 gün önceGÜNDEM
23 gün önceGÜNDEM
23 gün önceGÜNDEM
23 gün önceYEREL HABERLER
23 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.