DOLAR 36,6132 0.07%
EURO 39,9691 -0.03%
ALTIN 3.430,300,00
BITCOIN 0%
İstanbul
15°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Sedef Genç

Sedef Genç

17 Şubat 2025 Pazartesi

Selçuk Üniversitesi’nde Kanlı Saldırı: Öğrenci Dekan Yardımcısını Vurup İntihara Kalkıştı

Selçuk Üniversitesi’nde Kanlı Saldırı: Öğrenci Dekan Yardımcısını Vurup İntihara Kalkıştı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Konya Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, bugün öğleden sonra akıl almaz bir silahlı saldırıya sahne oldu. Fakülte öğrencisi olduğu belirtilen Bestami Serdar E., henüz bilinmeyen bir nedenle Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Müjdat Yeşildal’ı tabancayla vurarak ağır yaraladı. Saldırgan öğrenci, olayın ardından aynı silahla intihar girişiminde bulundu. Üniversite kampüsü adeta kan gölüne dönerken, olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.

Kampüste Silah Sesleri: Öğrenci Dekan Yardımcısına Kurşun Yağdırdı

Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde yaşanan dehşet verici olay, öğle saatlerinde kampüs içinde büyük panik ve korkuya yol açtı. Edinilen ilk bilgilere göre, öğrenci Bestami Serdar E., Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Müjdat Yeşildal’ı hedef alarak yanında getirdiği tabancayla ateş açtı. Kurşunların hedefi olan Yeşildal ağır yaralanırken, saldırgan öğrenci aynı silahı kendi başına doğrultarak intihar girişiminde bulundu.

Yaralılar Aynı Hastanede Can Derdine Düştü: Olayın Sebebi Henüz Belirsiz

Silah sesleri üzerine olay yerine koşan üniversite personeli ve öğrenciler, kanlar içindeki Dekan Yardımcısı Yeşildal ve intihar girişiminde bulunan öğrenci Bestami Serdar E. ile karşılaştı. İhbar üzerine üniversite kampüsüne çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi. Ağır yaralanan Dekan Yardımcısı Müjdat Yeşildal ve öğrenci Bestami Serdar E., Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılarak acil tedavi altına alındı. Olayın neden yaşandığı henüz bilinmezken, polis ekipleri üniversite içinde geniş çaplı soruşturma başlattı. Kampüs giriş çıkışlara kapatılırken, öğrenciler ve öğretim görevlileri büyük bir şok ve endişe içinde gelişmeleri takip ediyor.

Devamını Oku

“Kölelik Düzenine Hayır” Diyen Sendika Başkanı Tutuklandı

“Kölelik Düzenine Hayır” Diyen Sendika Başkanı Tutuklandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gaziantep Başpınar’da işçilerin insanca yaşama ücreti talebiyle başlattığı direniş, sendika başkanının tutuklanmasıyla yeni bir boyut kazandı. Düşük ücret dayatmasına karşı çıkan işçilerin eylemlerinin Gaziantep Valiliği tarafından yasaklanmasının ardından, Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen ikinci kez gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Bu gelişme, işçi hakları savunucuları tarafından “sendikal faaliyetlere yönelik baskı” olarak yorumlandı.

İşçilerin Sesini Kim Susturmak İstiyor?

Gaziantep’te tekstil işçilerinin düşük ücretlere karşı gerçekleştirdiği protesto eylemleri, Gaziantep Valiliği’nin yasak kararıyla engellenmeye çalışıldı. Yasak kararına rağmen işçilerin mücadelesine destek veren BİRTEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, 14 Şubat’ta ilk kez gözaltına alındı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Patronların isteğiyle bir kez daha gözaltına alınıyorum” diyerek yaşananlara tepki gösteren Türkmen, kısa süre sonra serbest bırakılmıştı. Ancak bu serbestlik uzun sürmedi ve Türkmen, geçtiğimiz günlerde ikinci kez gözaltına alındı. Savcılık ifadesi dahi alınmadan doğrudan mahkemeye sevk edilen Türkmen, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İşveren Temsilcisinden Sendika Başkanına Skandal Sözler

Tutuklanan Sendika Başkanı Türkmen’in işçi haklarını savunma mücadelesi, Canan Tekstil işletme şefi Ömer Karaca ile yaşadığı diyalogla da gündeme gelmişti. İşçilerin grevi sırasında alana gelen Karaca, işçileri dağıtmak isterken BİRTEK SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’e parmak sallayarak haddini aşan ifadeler kullanmıştı. İşçilerin temsilcisi olduğunu belirten Türkmen’e, “Burası özel mülk, çık dışarı. Sen bir yevmiyenin peşinde koşan adamsın” diyerek sendika başkanını işçilerin yanından uzaklaştırmaya çalışması tepkilere yol açmıştı.

“Mücadeleye Devam” Mesajı Cezaevinde Yankılandı

Gözaltına alınmadan önce sosyal medya hesabından “Geri geleceğim! Mücadeleye devam” mesajı yayınlayan Mehmet Türkmen’in tutuklanması, işçi camiasında büyük üzüntü ve öfkeye neden oldu. Ancak işçiler, sendika başkanlarının tutuklanmasının mücadelelerini sekteye uğratmayacağını, haklı talepleri için direnmeye devam edeceklerini vurguluyor. Gelişmeler yakından takip edilirken, Mehmet Türkmen’in tutukluluğuna yapılan itirazın sonucu ve işçi eylemlerinin geleceği merak konusu.

Devamını Oku

Van’da Kayyum Gerginliği Dinmiyor: Protestolar İkinci Güne Taşarken Gözaltılar Devam Ediyor

Van’da Kayyum Gerginliği Dinmiyor: Protestolar İkinci Güne Taşarken Gözaltılar Devam Ediyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması kararı, kentte ikinci gününde de protestolara yol açtı. Dün başlayan ve gece boyunca devam eden gösteriler, bugün de şehrin çeşitli mahallelerinde sürdü. Güvenlik güçlerinin müdahaleleriyle zaman zaman gergin anların yaşandığı protestolarda, çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan hakkında verilen mahkeme kararının ardından İçişleri Bakanlığı’nın Van Valisi Ozan Balcı’yı kayyum olarak görevlendirmesi, kentte büyük bir tepkiyle karşılandı. Kararın duyulmasının ardından Vanlılar sokaklara çıkarak belediyeye kayyum atanmasını protesto etmeye başladı.

Mahallelerde Barikatlar, Ateşler ve Sloganlar

Protestoların ikinci gününde de Van’ın farklı noktalarında toplanan kalabalıklar, belediyeye kayyum atanmasına tepkilerini dile getirdi. Hacıbekir, Akköprü, Bostaniçi ve Yüniplik mahalleleri başta olmak üzere birçok semtte eylemler düzenlendi. Göstericiler, “Abdullah Zeydan onurumuzdur, Van halkı iradene sahip çık” sloganları atarak, mahalle aralarında barikatlar kurup ateş yaktı.

Polis Müdahalesi ve Karşılıklı Atışmalar

Protestoların büyümesi üzerine polis ekipleri, göstericilere müdahale etti. Güvenlik güçleri biber gazı ve plastik mermi kullanarak kalabalığı dağıtmaya çalışırken, eylemciler ise polise taş ve havai fişeklerle karşılık verdi. Müdahaleler sırasında zaman zaman arbede yaşandı ve gerginlik tırmandı.

İki Günde 300 Gözaltı, Serbest Bırakılmalar ve Süren İşlemler

Van’da kayyum protestoları nedeniyle iki gün içinde toplam 300 kişi gözaltına alındı. Emniyet yetkililerinden alınan bilgilere göre, gözaltına alınanlardan 216’sı ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Ancak, aralarında gazeteciler Bilal Babat ve Behçet Bayhan’ın da bulunduğu 22 kişinin gözaltı süresi bir gün uzatıldı. Bugün ve dün gözaltına alınan toplam 84 kişinin ise emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi. Kentteki gergin atmosferin ve gözaltı işlemlerinin önümüzdeki günlerde nasıl bir seyir izleyeceği merakla bekleniyor.

Devamını Oku

AKP’li ‘Trol’ Bölükbaşı Yargıyı Etkilemeye Çalıştığı İçin Suç Duyurusu

AKP’li ‘Trol’ Bölükbaşı Yargıyı Etkilemeye Çalıştığı İçin Suç Duyurusu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sosyal medyada “AKP trolü” olarak tanınan Furkan Bölükbaşı, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’a yönelik tartışmalı bir paylaşımı nedeniyle yargı yoluna taşınıyor. Zafer Partili Avukat Sevdagül Tunçer, Bölükbaşı hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Bu gelişme, Bölükbaşı’nın daha önceki skandal paylaşımları ve sosyal medyadaki etkinliği göz önüne alındığında, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Tartışmanın Fitilini Ateşleyen Paylaşım

Furkan Bölükbaşı’nın tepkilere yol açan son paylaşımı, Ümit Özdağ hakkında hazırlanan bir iddianameye ilişkin oldu. Bölükbaşı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Özdağ’ın uzun süre hapis yatmasını istediğini açıkça dile getirerek şu ifadeleri kullandı: “Abdullah Öcalan’a hakaretten iddianame düzenlense onu bile desteklerim. Bunun uzun süreler içeride yatması için ne gerekiyorsa yapmak lazım. Yoksa bu ülkeye huzur yok.”

Bu skandal paylaşımın ardından Bölükbaşı’nın gönderisini kısa süre sonra sildiği iddia edildi. Ancak paylaşımın ekran görüntüsü, hukuki sürecin başlatılması için yeterli delil olarak kullanıldı.

Avukat Tunçer’den Sert Tepki ve Suç Duyurusu

Zafer Partili Avukat Sevdagül Tunçer, Furkan Bölükbaşı’nın söz konusu paylaşımına sert tepki göstererek hukuki süreci başlattıklarını duyurdu. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Tunçer, Bölükbaşı hakkında “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçundan suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

Tunçer açıklamasında, Türk Ceza Kanunu’nun 288. maddesine atıfta bulunarak, Bölükbaşı’nın paylaşımının yargı görevini yapanları hukuka aykırı karar vermeye veya işlem tesis etmeye yönlendirme amacı taşıdığını vurguladı. Tunçer’in açıklaması şu şekilde devam etti:

“Ümit Özdağ’ın uzun süreler içeride yatması için ne gerekiyorsa yapmak lâzım’ diyerek, TCK Madde 288’e göre: görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi için, yargı görevi yapanı etkilemek amacıyla alenen yazılı beyanda bulunan, bu trolbaşı ‘eleman’ hakkında, ‘Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ ten suç duyurusunda bulundum.”

Soru İşaretleri ve Beklentiler

Avukat Tunçer, suç duyurusunun ardından kamuoyunun merak ettiği önemli bir soruyu da gündeme getirdi. Tunçer, “Hakkında soruşturma açılacak mı, yoksa buna takipsizlik verilip de ‘Türkiye’de muhaliflere düşman ceza hukuku uygulanıyor’ dediğimizde yine bize mi soruşturma açılacak, göreceğiz.” ifadeleriyle, yargı sürecinin nasıl işleyeceği konusundaki belirsizliğe dikkat çekti. Bu sözler, Türkiye’de hukukun uygulanmasında çifte standart olup olmadığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Furkan Bölükbaşı hakkında başlatılan bu hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı, hem yargı camiası hem de kamuoyu tarafından yakından takip edilecek. Özellikle “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamasının ciddiyeti ve Avukat Tunçer’in dile getirdiği endişeler, sürecin önemini daha da artırıyor.

Devamını Oku

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” Andı Yargıda: İhraç Edilen Teğmenlerden İlk Dava Açıldı

“Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” Andı Yargıda: İhraç Edilen Teğmenlerden İlk Dava Açıldı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç kuşanıp, yürürlükten kaldırılan öğrenci andını okuyarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı attıkları gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ihraç edilen teğmenler, kararı yargıya taşıyor. İhraç edilen beş teğmenden Serhat Gündar, kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle İdare Mahkemesi’nde ilk davayı açtı. Dava dilekçesi, tartışmalı ihraç kararının hukuki dayanaklarını sorgularken, teğmenlerin eyleminin uzun yıllara dayanan bir geleneğin parçası olduğuna vurgu yapıyor.

“Geleneksel Kutlama, Haksız İhraç” İddiası

Serhat Gündar’ın avukatları tarafından İdare Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Yüksek Disiplin Kurulu’nun “Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayırma” kararının hukuki açıdan tartışmalı olduğu savunuldu. Dilekçede, teğmenlerin mezuniyet töreni sonrası gerçekleştirdiği faaliyetin, her yıl benzerlerinin yaşandığı geleneksel bir kutlama olduğu belirtilerek, “Mevzuattan kaldırılan andın resmi tören sonrasında okunmayacağına dair bir emir bulunmadığı” ifadesi kullanıldı.

Kurulda “Oy Çokluğu” Vurgusu: Kararda Şüphe Mi Var?

Dava dilekçesinde, Yüksek Disiplin Kurulu içindeki muhalefete de dikkat çekildi. Kurulda karara karşı oy kullanan üyeler arasında, Kurulun en kıdemli üyesi olan bir korgeneral, bir şube müdürü, bir tuğgeneral ve Hukuk Hizmetleri Başkanı gibi isimlerin bulunmasının önemine işaret edildi. Dilekçede, “Dava konusu işlemin, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi emir komuta zinciri içinde karar alan bir kurumda, üstelik Devletin ve Milli Savunma Bakanlığı’nın en üst yöneticilerinin ‘teğmenlerin atılması gerektiği’ yönündeki basına da yansıyan beyanlarına rağmen sadece bir oy fazlası ile tesis edilmiş olması dikkat çekicidir” denilerek, kararın oy çokluğuyla alınmasının karar sürecine dair soru işaretleri yarattığı ima edildi.

“Kılıç Çatma Geleneği On Yıllardır Sürüyor”

Dilekçede, disiplin soruşturma raporunda yer alan “teğmenlerin tören dışında sahada izinsiz toplandıkları ve faaliyet icra ettikleri” iddiasının, mezuniyet törenlerinin teamülleriyle çeliştiği vurgulandı. Her mezuniyet töreninden sonra teğmenlerin sahada toplandığı, kılıç çattığı, marşlar söylediği ve aileleriyle sevinçlerini paylaştığı belirtilerek, bu durumun “on yıllardır devam eden bir gelenek” olduğu savunuldu. Dilekçede, bu tür geleneksel kutlamalar için ayrıca bir izin alınmasına gerek olmadığı, bunun teamüller gereği kendiliğinden gerçekleşen bir durum olduğu ifade edildi.

2023 Mezuniyet Töreni Kanıt Olarak Sunuldu

Dava dilekçesine, 2023 yılı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde de benzer şekilde kılıç çatılırken “Atatürk’ün Gençleriyiz Marşı”nın okunduğuna dair fotoğraflar da eklendi. Bu görüntüler, teğmenlerin eyleminin münferit ve disipline aykırı bir durum olmadığını, aksine geçmiş yıllarda da benzerlerinin yaşandığını kanıtlamak amacıyla sunuldu. Ayrıca, törenden bir gün önce WhatsApp grubuna mesaj atılmasının, disipline aykırı eylemi planlama unsuru olarak gösterilmesinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğu savunuldu.

“Emre İtaatsizlik Yok, Sevinci İfade Var”

Dilekçede, teğmenlerin tören sonrasında sahada toplanıp kılıç çatacağına dair hem harbiyeliler hem de komutanlar tarafından bilinen bir gelenek olduğu tekrar vurgulandı. Disiplin Soruşturma Heyeti ve İdari Tahkikat Heyeti’nin de tören sonrası faaliyetlere ilişkin açık bir emir verilmediğini tespit ettiği hatırlatıldı. Dilekçenin devamında, “Müvekkilin resmi tören bittikten sonra mezun olmanın verdiği sevinci açığa vurma şeklindeki davranışlarında, emre itaatsizlik ya da başka bir suça vücut verebilecek herhangi bir durum olmadığının gözetilmesi gerekir” ifadeleriyle, teğmenlerin eylemlerinin salt mezuniyet sevincini ifade etme amacı taşıdığı savunuldu.

“Asıl İtibar Kaybı Cezalandırmayla Yaşanıyor”

Dilekçenin sonuç bölümünde, teğmenlerin eylemlerinin toplumun büyük bir kesimi tarafından TSK’nın itibarını zedeleyici bulunmadığı, aksine kamuoyunda yapılan yoklamalara göre toplumun yüzde 90’ının teğmenlerin eylemini olumlu karşıladığı belirtildi. “Dava konusu işlemle teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ayırma cezasının açıklanması sonrasında kamuoyunda oluşan tepkiler, Devletin ve TSK’nın itibarına zarar veren olgunun, tören sonrasında yaşananlar değil, bizatihi bunun bir cezalandırma sebebi sayılması olduğunun göstergesidir” denilerek, asıl itibar kaybının teğmenlerin cezalandırılmasıyla yaşandığı iddia edildi.

Diğer Teğmenler de Dava Açacak Mı?

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla meslekten ayırma cezası verilen diğer dört teğmenin de önümüzdeki günlerde kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması için idare mahkemesine başvurması bekleniyor. Bu davalar, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” andı tartışmasının yargı boyutunu da gündeme getirirken, mahkeme sürecinin nasıl ilerleyeceği ve emsal teşkil edip etmeyeceği merakla takip ediliyor.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.